Kritik Kavşakta Türkiye - AYSUN AVCU

Kritik Kavşakta Türkiye


Çin’de işgücü piyasasının büyüklüğü 2012 yılında zirveyi gördü. Bu tarihten sonra Çin’deki demografik veriler nüfusun yaşlanmaya başladığını gösteriyor. Diğer Asya ülkelerine bakıldığında yaşlanma trendinin çok daha keskin yaşandığını anlaşılıyor. Tayland’da 1970’lerde 5 olan doğurganlık oranı 1,4’e kadar düşmüş durumda. Türkiye’de de kadın başına doğum oranı 6,3 iken 1990’da 3,2’ye, 2018’de ise 2,07’ye kadar düştü. Böylece ülkemiz de dünyadaki genel trendin bir parçası oldu.

2019'da dünyada 65 yaş ve üstü 703 milyon kişi vardı. Yaşlıların sayısının 2050'de ikiye katlanarak 1,5 milyara çıkacağı tahmin ediliyor. Dünya genelinde 65 yaş ve üstü nüfusun payı 1990'da yüzde 6 iken bu oranın 2050 yılına kadar yüzde 16'ya çıkması, böylece dünyadaki her altı kişiden birinin 65 yaş ve üzerinde olması bekleniyor. Nüfus yaşlanması en hızlı Doğu ve Güneydoğu Asya ile Latin Amerika ve Karayipler'de gözleniyor. Öte yandan, yaşam süresinin tüm ülkelerde artışını sürdüreceği öngörülüyor. Kadınlar şu anda erkekleri 4.8 yıl geride bırakıyor, ancak bu küresel cinsiyet farkının önümüzdeki otuz yıl içinde daralması bekleniyor.

Yeni dünyayı belirleyen güçlerden biri, dünyanın ticaret ve sermaye, insan ve bilgi hareketleri yoluyla eskisiyle kıyaslanamaz ölçüde bağlantılı hale gelmesidir. Küreselleşmenin lokomotifi olan ticaret ve finansa ek olarak gelişen teknoloji de dünyanın birbirine çok daha yakın ve etkili bağlanmasına yol açıyor. Gelişmiş ekonomileriyle öne çıkan kuzey ülkelerinin yanı sıra Asya ekonomileri de küresel ticaret ağında önemli bir yer sahibi oluyor. Dahası, Asya değişen şartlarda aslında taşıyıcı gücü temsil ediyor. Dikkat çeken bir detay ise, zengin Kuzey ile gelişmekte olan Güney ticaretinin gelişmesi bir yana, Güney-Güney ticareti de inanılmaz bir hızla yükseliyor. Çin ile Afrika arasındaki ticaret hacmi 2000'de 9 milyar dolardan 2012'de 211 milyar dolara yükselmişti. Küresel sermaye akışları 1980 ile 2007 arasında 25 kat arttı. Avrupa Göç Krizi’nin gösterdiği gibi, küresel insan hareketleri de yeni koşullarda mobilitenin rolünü perçinlemiş oldu. Sermaye, insan ve veri akışlarının en az ticari ürünler kadar hızlı aktığı bir dünyada küreselleşmenin de yeni bir boyutuyla karşı karşıya olduğumuzu kabul etmeliyiz.

Koronavirüs salgını aklımıza gelebilecek her alanda yaşamımızı kökten değiştirdi. Üstelik bu değişimler hemen, etkisi şu anda dahi gözlemlenebilir bir şekilde gerçekleşti. Konuyla ilgilenen her uzmanın üzerinde birleştiği şekliyle, dünya eskisinden farklı olacak. Farkın boyutlarını anlamak için şu an yapılan çalışmalar belki de buzdağının yalnızca görünen yüzünü bize gösteriyor. Sonuç ne olursa olsun, bu dört ana başlık dahil olmak üzere yeni “kuvvetler” dünyanın dönüşümünde etkin rol oynayacak.

Hal böyleyken, ülkemizin dönüşen dünyanın hızına ayak uydurabilmesi hepimiz için hayati bir öneme sahip. Dünyada üretim ve ticaretin ağırlığı Asya’ya kayarken Türk devleti bunun farkında olmalı ki, Yeniden Asya Girişimi adıyla bir vizyon ortaya koydu. Fakat ne yazık ki, en azından şimdiye kadar, bu vizyonun “çok laf az iş” prensibine dayandığı görülüyor. Yeniden Asya Girişimi dünyanın değişim hızına ayak uydurmak gibi esaslı bir hedefe bizi taşıyabilecek nitelikten oldukça uzakta bir görünüm arz ediyor. Bu tespiti somut olduğu kadar basit göstergeler üzerinden okuyorum. Girişimden sorumlu koordinatörün Türkiye ile herhangi bir Asya ülkesi arasındaki ticaret hacminin biraz artması haberini #AsiaAnew etiketiyle retweet etmesi ya da kamu kurum temsilcileriyle uzun ve pratik sonucu olmayan toplantıların Yeniden Asya Stratejisi başlığıyla duyurulması gösteriyor ki, milli prensibimizden, “çok laf az iş”ten hala vazgeçebilmiş değiliz.

Türk devletinin ikinci bin yılın en kritik kavşağında  değişen dünya koşullarına göre uzun soluklu bir strateji geliştirebilmesi ve bunu ciddiyetle takip etmesi insanlarımızın refahı, vatanımızın bütünlüğü ve selameti için olmazsa olmaz bir şarttır. Umalım ki söylemden eyleme en kısa zamanda geçer ve açılan makası hiç değilse bir ölçüde kapatabiliriz.

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
14Şub

Sevgi nedir sahi..

11Eyl

Yeni Eğitim

29Ağs
27Ağs
18Ağs

Kritik Kavşakta Türkiye