“Keş Dağında Bir Alperen”in Ardından - AYSUN AVCU

“Keş Dağında Bir Alperen”in Ardından


25 Mart 2009 ülkemizde hemen hemen herkesin içinde buruk bir his bırakan elim bir tarih. Şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun aramızdan ayrılışının 13’üncü yılında faillerin hala bulunamamış olması acımızı bir kez daha katlıyor. Onun ardından söylenecek pek çok söz var kuşkusuz.

Her bir anma töreni rahmetlinin ne kadar iyi biri olduğunu, ne çok kişiye iyiliği dokunduğunu söylemekle geçer. Gönül ister ki biz de ahirete irtikal ettiğimizde böyle anılalım. Ama anma törenlerindeki klişeler beni oldum olası huzursuz etmiştir. Gidenin ardından yas tutmak kolay, ama gideni anlayabilmek, o aramızdaymış gibi düşünebilmek zor. Zor olduğu kadar gerekli. Hele de böyle bir dönemde.

O’nun da dediği gibi, “vatanı sevmenin çilesini biz çektik, edebiyatını onlar yaptı.” Ortalık edebiyatçıdan geçilmiyor. Ancak dava için kim var denildiğinde önüne, ardına, sağına soluna bakmadan bir adım öne çıkabilecek yiğitlerin sayısı bir elin parmakları kadar.

Ülkemiz her zamankinden çok daha zor bir dönemden geçiyor. Milletimizin yaşadığı sıkıntılar had safhaya ulaşmış durumda. Bunu her anlamda söyleyebiliriz. Fakat beni asıl rahatsız eden şey, genci yaşlısı fark etmez, mefkuresiz - idealsiz bir cemiyete doğru sürükleniyoruz. Şüphesiz bir millet mefkuresiz yaşayamaz. Ferdler de öyle. Bu zamanın insanları ne için yaşıyor? Hayat gailesinden başını kaldırıp bunu sorgulayabiliyor mu? Sanmıyorum. Kendi nefsimi de içine katarak söylüyorum ki, gittikçe benliğimizi, neliğimizi, ne içi yaşadığımızı unutuyoruz.

Başta dedim ya, o aramızda olsa nasıl düşünürdü diye. Muhsin Başkan bugün aramızda olsa sanırım en çok bu duruma üzülürdü. Hedefsiz kalmış insanlar topluluğu millet değil ancak yığındır. Böyle bir yığında vatanseverlik de milliyetçilik de laf ü güzaftan öteye geçemez. Çilesini çekenlerin değil edebiyat parçalayanların baş tacı edildiği bir vasatlığa mahkum oluruz. Nitekim oluyoruz.

“Keş Dağında Bir Alperen”, böyle olmasın diye ömür boyu mücadele etti. Yine bu mücadelesi sırasında şehit edildi. Onsuz geçen koca 13 yıl bana bunları düşündürdü. Geleceğe dair umutlarımız her zaman var, ancak savrulup gittiğimizi görüyorum. Daha da kötüsü, nereye savrulduğumuzdan haberdar değiliz. Rüzgar ne kadar güçlü eserse essin, hedefi olmayan gemiye yardım edemez. Umalım ki “atasından işaret aldığı gibi milletin önünde yürümeye başlayacak” bir alperen daha geliyor olsun. Onu özlüyor, onu bekliyoruz.

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
14Şub

Sevgi nedir sahi..

11Eyl

Yeni Eğitim

29Ağs
27Ağs
18Ağs

Kritik Kavşakta Türkiye