Merhaba Kardeşlerim - ALİ FIRAT

Merhaba Kardeşlerim


Güçlü Devlet Güçlü Milet Elele Daha Güçlü Türkiye

İçin Yürüyor İnşallah Bu Zor Günlerde Geçer Çok Şükür Devlet Sağlık İçin Seferberlik İlan Etmiştir Korkuya Endişeye Paniğe Gerek Yok

Yeter Ki Doktor Ve Hemşire Kardeşlerimize Sahip Çıkalım Ve Saygılı Olalım Onları Dövmeyelim O Sağlıkçı Kardeşlerimiz Bizim Sağlığımız İçin Canını Ortaya Koyan İnsanlardır

Önce Allah’ın Kuranını Ve Sonrada Hekimlerimizi Dinleyelim

Bakın Kardeşlerim Biz Tedbir Alalım Takdiri Kâinattın Sahibine Bırakalım Allah Bize Ne Diyor Bakın Kardeşlerim

Temizlik ile ilgili ayetler

 Ey iman edenler! Namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar/dirseklerle beraber kollarınızı yıkayın. Başınızı mesh edin ve ayaklarınızı da topuklarınıza kadar (yıkayın). Şayet cünüp olursanız (gusülle) temizlenin. Eğer hasta ya da yolculukta olursanız ya da sizden biri ihtiyaç gidermeden gelirse veya kadınlarla beraber olur ve su bulamazsanız, temiz toprakla teyemmüm alın. Yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah, (din konusunda) sizi zora sokmak/işinizi zorlaştırmak istemez. Fakat Allah, şükredesiniz diye sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister. (5/Mâide 6)

 De ki: “Pis olanın çokluğu seni şaşırtıp hoşuna gitse de, pis ve temiz bir olmaz. Allah’tan korkun ey akıl sahipleri ki felaha eresiniz.” (5/Mâide 100)

 Bu, Allah’ın temizle pis olanı (mümin ile kâfiri, Allah yolunda harcanan ile batıl yolunda harcananı) birbirinden ayırması, pis olanın tümünü üst üste yığıp cehenneme atması içindir. Bunlar, hüsrana uğrayanların ta kendileridir. (8/Enfâl 37)

 Orada ebediyen (namaza) durma! İlk günden takva üzere kurulmuş olan mescid, (namaza) durman için daha evladır. Orada temizlenmeyi isteyen adamlar vardır. Allah, temizlenenleri sever. (9/Tevbe 108)

 O (Kitab’a) temizlenmiş olanlardan başkası dokunamaz. (56/Vâkıa 79)

Patras Vakası ve İhanet mektubu

Osmanlı Devleti'nin hoşgörüsünden faydalanıp, 400 yıldır huzur içinde yaşayan, ticaretle zenginleşen Rumlar,  Avrupa'nın da kışkırtması ile Etniki Eterya adında gizli bir teşkilat kurarlar...

Rumlar arasında isyan fikrini yayan Etniki Eterya'nın beyni İstanbul'daki Fener Rum Patrikhanesidir...

Etinki Eterya'nın gayesi, İstanbul'u ele geçirip, Fatih Sultan Mehmet Han'ın yıktığı Bizans'ı yeniden kurmaktır. Bu maksatla Rumlar teşkilatlandırılıp  silahlandırılır....

Yıl 1821, Mora Yarımadası'nda bulunan Patras Başpiskoposu Germanos:

"Ey Yunan Milleti artık uyanım, Türkleri öldürün" diyerek 25 Mart'ta İsyan başlatır...

Rumlar, bölgedeki 50.000 Müslüman Türk'ü hunharca katleder, bebekler ana karnında süngülenir, kadınlar-kızlar daha kaldırılır...

Bu hadiseler karşısında Avrupa basını Rumlar'a tam destek verir...

Osman Sultanı II. Mahmut Han, tahkikat yaptırır. Patriğin evine yapılan baskında ihanet delilleri ele geçirilir. Patrik V. Gregorius'un isyanın baş planlayıcısı, Patrikhanenin de "Gerilla Merkezi" olarak çalıştığı tespit edilir.

Patrik Gregorius, halkı isyana teşvik etmek ve  Devlet-i Osman-ı Âli'ye ihanet suçundan idama mahkum edilir...

Patriğin boynuna idam fermanı asılır:

...böyle bir devlete ihanetin cezası, elbette idam olmak lazım gelir...

"Patrik Gregorius'un İdam sehpasındaki son sözleri:

"Vazifemi yaptım!..." olur...

Gregorius, Patrikhanenin ana giriş kapısının önünde infaz edilir...

Papazlar, Gregorius'un İdamından sonra:

"Türk büyüklerinden biri aynı yerde asılmadıkça yahut İstanbul tekrar Rumlar'ın eline geçmedikçe Patrikhanenin ana kapısı asla açılmayacaktır" diye yemin ederler...

Patrik Gregorius'un asılması üzerine Avrupa basını adeta kudurur... Osmanlı Devleti ve Türkler aleyhine çok şiddetli bir propagandaya başlar...

Lord Byron, Victor Hugo, Beethoven ve daha nice yazar, şair, bestekar, ressam, gazeteci Osmanlı aleyhine eserler yayımlayarak Avrupa basın ve kamuoyunda Türk düşmanlığı yaparlar...

Osmanlı Payitahtında Rus Sefiri olarak uzun yıllar bulunan General Ignatiyef, hatıralarında Patrik Gregorius'un asılmadan önce amansız Osmanlı düşmanı Rus Çar'ı II.Aleksander'a ulaştırmak üzere kendisine verdiği mektubu açıklar...

Bu "İhanet Mektubu" Patrik Gregorius'un bizi çok iyi analiz ederek yaptığı direktifler istikametinde Batı'nın 200 yıldır bizim aleyhimizde nasıl sistematik ve kararlı bir şekilde çalışıp neticeye ulaştıklarını göstermesi açısından oldukça dikkate şayan, bir o kadar da ibret vericidir...

Patrik V. Gregorius'un Rus Çar'ı II. Aleksander'a yazdığı "İhanet Mektubunda" özetle:

"Türkler'i maddeten ezmek ve yıkmak mümkün değildir. Çünkü Türkler çok sabırlı, mukavemetli, gayet mağrur ve izzet-i nefis sahibidir. Bu hasletleri de dinlerine bağlılıklarından, kadere rıza göstermelerinden, ananelerinin kuvvetinden, devlet başkanlarına, kumandanlarına, büyüklerine olan itaatlerinden gelmektedir...

Türkler zekidirler ve kendilerini müspet yolda sevk ve idare edecek liderlere sahip oldukları müddetce de çalışkandırlar. Gayet kanaatkârdırlar. Onların bütün meziyetleri, ahlaklarının sağlamlığından gelmektedir...

Osmanlı Devleti'ni tasfiye için harp meydanındaki zaferler kafi değildir ve hatta sadece bu yolda yürümek, Türkler'in haysiyet ve vakarını tahrik edeceğinden, hakikatlere nüfuz edebilmelerine sebep olabilir...

Bu nedenle:

Bir yolunu bulup Türkler'in dini inançlarını zaafa uğratın...

Manevi bağlarını yok edin...

Devlet başkanlarına karşı itaat duygusunu kırın...

Âlimlere bağlılığı ortadan kaldırın...

Aile bağlarını yok edin...

Bunun da en kısa yolu, milli ve manevi ananelerine uymayan harici fikirler ve davranışlara onları alıştırmaktır...

Maneviyatları sarsıldığı gün, Türkler'i kendilerinden şeklen çok kuvvetli, kalabalık ve zahiren hakim kuvvetler önünde zafere götüren asıl kudretleri sarsılacak ve maddi vasıtaların üstünlüğü ile yıkmak mümkün olabilecektir...

Yapılacak olan Türkler'e hissettirmeden bünyelerindeki bu tahribi tamamlamaktır..."

Patrikhane'nin orta kapısı Gregorius'un  idamından bu yana 199 yıldır kapalıdır ve işte bu yüzden "İntikam Kapısı" denmektedir.

Rumlar'ın 25 Mart 1821 yılında Mora Yarımadası'nda başlattıkları isyan, 1829 yılında Yunanistan'ın bağımsızlık kazanması ile neticelenir. Mora, Yunan Devleti'nin kurulduğu yerdir. Bu nedenle isyanın başladığı gün olan 25 Mart Yunanistan'da resmi tatil olup milli bağımsızlık günü olarak kutlanır...

27 Mayıs 1996'da bir televizyon kanalına çıkan Patrik Bartolomeus'a sorulur:

"Önünde bir Türk büyüğü asılmadıkça asla açılmayacağı söylenen bu kapıyı, Türk Halkı'na karşı bir jest olması ve bu tür iddiaların gerçeği yansıtmadığını gösterme adına sembolik de olsa birkaç dakikalığına şöyle bir aralayamaz mısınız?"

Patriğin cevabı çok kesin ve keskin olur:

"Bunu benden önceki patrikler yapmadıkları gibi, ben dahi yapamam. Böyle bir şey asla söz konusu olamaz..."

El âlem kinini de dinini de olduğu gibi yaşıyor...

Biz ise Batı'nın istediği surette din,dil, tarih ve kültürümüzden uzaklaşıp/uzaklaştırılıp Batı'nın kültür, dil, örf, adet ve ahlaksızlıklarını taklit ettik ve ediyoruz...

Bir ağaç, kökünden sökülünce ölür... Biz de köklerimizden sökülünce manevi anlamda öldük... Neticede kendi değerlerine yabancı, vatanını, milletini kötülemeyi, aşağılamayı, düşmanlık yapmayı vazife edinen insanlar türedi...

Batı, aleyhimizdeki bu faaliyetlerinde yalnız değildi... İçimizdekilerden bazıları, bilerek ve isteyerek... Birçoğu da gaflet ve dalaletinden dolayı bunlara taşeronluk yaparak... 200 yıldır Patrik Gregorius'un talimatları doğrultusunda Batı ile paralel şekilde hareket edip neticeye ulaştılar ve bu işbirlikleri halen devam etmektedir...

Vesselam

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
13Mar

Dostluk ve Arkadaşlık

24Şub
14Şub
12Şub

Seçilmiş Yalnızlık Nedir

18Tem