Siyasi Partiler Demokrasimizin vazgeçilmez en önemli unsurlarıdır. Hepsinin tek amacı vardır Ülke’ye hizmet etmek, İnsanların yaşam standartlarını yükseltmek Dünya’daki gelişmeleri izlemek ve insanlık için gerekli teknolojiyi kendi insanın hizmetine sunmaktır. Ülkemizdeki siyaseti daha iyi anlamak için gelin 70’li 80’li yıllardaki futbol maçlarını nasıl izlediğimizi, o gün neler olduğunu görelim.
Söz konusu yıllarda aynı mahallede oturan arkadaşlarla Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş maçlarına giderdik İnönü stadına. Aynı mahallede bir minibüs kiralar tarafı olduğumuz takımların formalarını giyer, bayraklarını alır güle oynaya birbirimizle şakalar yaparak stada gelir herkes kendi takımının olduğu tribüne gider maçlarımızı izlerdik. Maç biter yenen yenmiş yenilen yenilmiştir. Hiçbir kırgınlık ve dargınlık olmadan yine geldiğimiz minibüse biner, şakalarla, esprilerle birbirimizi kızdırarak hatta tatlısına yemeğine iddialara girerek aynı mahalleye gelirdik.
Yıllarca bu böyle devam ederdi kimse kimseyi incitmez, hakaret etmez, kırmaz ve dostluğunu arkadaşlığını bozmazdı. Yıllar geçti birde baktım ki o eski arkadaşlıklar ölmüş, biri diğerinin takımının formasıyla görmeye dahi tahammül edemez olmuş. Öyleki dün kardeş olarak maçlara gidenler bugün düşman gibi olmuşlar. Ne olmuştu, Fenerbahçeli Mehmet’e Galatasaraylı Ahmet’e, Beşiktaşlı Ali’ye… Niye böyle olmuşları hep düşündüm durdum. Sonra bi baktım ki kulüp yöneticilerinin verdikleri demeçlere beyanatlara baktım ki, kendi başarısızlıklarını örtmek kendi becerisizliklerini kapatmak için rakip takımın aleyhine verip veriştiriyorlar. Hakaretler, saygısızlıklar velhasıl her türlü sözlerin biri bin para eee ne oluyor sonra ister istemez taraftarlara da yansıyor. Sonunda kulüplerin yöneticilerinin becerisizlikleri basiretsizlikleri yüzünden taraftarları birbirine düşman ediyorlar. Öyle oluyor ki dün el ele kol kola maçlara gidenler bugün savaşa gider gibi gidiyorlar. Bu böyle olunca kulüp yöneticileri kendi başarısızlıklarını unutturmuş oluyorlar.
Şimdi siyasete dönelim. Nasıl ki kulüp yöneticileri başarısızlıklarını unutturmak için kışkırtıcı söylemlerle taraftarları birbirlerine düşman ediyorlarsa bakıyorum bunu şimdi de siyasiler yapmaya başladı. Hem de daha beterini… Öyle hakaret ediyorlar ki toplumu birleştireceğine bütünleştireceğine git gide ayrıştırıyorlar. Bir siyasi partinin lideri, diğer siyasi partinin liderine her türlü hakareti edince o siyasi partinin taraftarı sempatizanı ya ayıp oluyor demiyor, edep yahu demiyor, ohhh bak nasıl söyledi, oh ağzına sağlık diye övünüyor. Bu defa diğer partinin lideri kendine hakaret söz söyleyene cevap verince bu sefer aynı sözleri, bu partinin taraftarı ve sempatizanı bak bizimkide iyi cevap verdi diye övünüyor. Beyler siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Yarışın mücadele edin rekabet edin, edinde projelerinizle, planlarınızla, programlarınızla mücadele edin. Kendi başarısızlıklarını örtmek için birbirlerinize hakaret ederek toplumu bölüştürmeye, ayrıştırmaya değil sevgiye, kardeşliğe, dostluğa çağırmaya davet edin. Ülkeyi bölmeye değil, büyütmeye çalışmak için tartışın siyaset yapın rekabet yapın.
El edep el haya el iman.
