Nasıl Yaşarsan Yaşa !.. - ALİ DAĞ

Nasıl Yaşarsan Yaşa !..


Son birkaç yıldır sıkça karşılaştığımız, ekonomik sıkıntılara bağlı sohbetlerimiz de;  birçoğunun çocuklarına iş, yakınlarına tayin, akrabalarına ise daha yüksek bir kademede makam isteklerini sıralayıp durduklarına şahitlik ediyoruz.

Daha  iyi bir hayat adına yapılan bu taleplerin elbette ki tamamını karşılamak mümkün değil,

Zira şartlar belli.

Sözünü etiğimiz taleplerden kurtulur kurtulmaz eğer içebilecek bir bardak çay bulabiliyorsak hemen bir köşeye çekiliyor, bizim hayatımızın da nasıl sürdüğü ile ilgili hesaplar içerisine dalınca karşımıza o hep bildik “Dünya malını hesaplamak için 2 hesap makinası, bir tane metre, birde telefon aldım oturdum masaya  Ölçtüm, biçtim ,çıkardım, topladım, böldüm, parçaladım, çarptım, cosinüs, sinüs, tanjant, kotanjant ,Geriye 2 metrelik beyaz KEFEN kaldı..” ibaresi çıkıyor. Nasıl yaşarsan yaşa…

Sonra farkına varıyoruz ki ömür geldi, gidiyor, bizimle birlikte dünyaya gelenler özellikle de gençlik çağlarının başında “hep 18 yaşında kalacağım” diye düşünenlerin tamamı şu sıralarda “yaprak dökmüş ağaçlar” gibi ömürlerinin son dönemlerini yaşıyor ve kendisini geçmişin muhasebesini her zamankinden daha fazla yapmak zorunda hissediyor.

şüncesinin aile fertleri tarafından da onaylanması ile “Helal süt emmiş” bir hanım bulduktan sonra “Erik Dalı Gevrektir/Amanın Basmaya Gelmez/El Gızı Naziktir/ Amanın Küsmeye Gelmez” türküsü eşliğinde oynadığını sanan ancak ne yaptıkları bugün bile anlaşılmayan kalabalık bir misafir kitlesi eşliğinde dünya evine girer.

Sonrası malum, “iyi bir iş buldun bulmadın, Herkes tatile gidiyor biz gidemedik, yan komşumuzun hanımının son model arabası var sen bana neden araba almıyorsun” serzenişleri içerisinde hayat sürer gider.

Benim mizahi bir üslup ile anlatmaya çalışğım ve okuyucularımın da tebessüm etiğini, düşündüğüm bu yazıda olup bitenler aslında kendimizi bildik bileli, bizden önce yaşayıp bu dünyadan ayrılan nesillerinde karşı karşıya kaldıkları acımasız hayat şartlarının bir özeti olsa gerek.

Hayata hazırlanmak adına hangi okula gideceğimiz, nasıl mezun olacağımız belli değil, Üniversitede okumak istediğimiz bölüm ile ilgili karar çoğu kez bizlere ait olmayabiliyor, Askerlik yapmayan için “sen daha adam bile sayılmazsın” yaftası hazır. Askerlik bitse iş yok, işi bulsan tatlı bir maaş yok vs.

Bu işler ne zaman düzelecek..? Hangisi siyasi yapı çektiğimiz bu eziyete son verecek..? “Bu ülkenin gerçek gündemi sadece ve sadece Ekonomidir, Ekonomiye bağlı olarak İşsizliktir, bunların dışında ne varsa tamamı yapay gündemdir” diyecek ve 80 milyon Türk vatandaşını refah düzeyi yüksek Ülkerlerin  standardına çıkartacak.? Sorularına cevap verdiğimiz gün bizi yoran pek çok karmaşadan da kurtulmuş olacağız.

Öbür türlü daha uzun yıllar mutsuz şehirlerde bir kesim “Hayatımız tesadüflere bağlıydı” diye hayıflanırken bir başka grupta “tesadüf diye bir şey yoktur tevafuk vardır iddiasını asla terk etmeyenlerin kavga ettiği bir dünyada bizde arada kalmış  mutsuz hayatlar süren insanlarla ilgili hiçbir işe yaramayan yorumları yapmaya devam edeceğiz.

Allah sonumuzu hayır eylesin.

 

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
18Ara

Depremzedeye İmar Mağduriyeti

21Haz

Biraz İnsaf Yahu!

20Tem
13Eyl

Ömür Dediğin Yol

11Eyl

Şen Ola Malatya...