Başkan Mehmet Koç'un Ramazan Bayramı Mesajı

11 ayın sultanı mübarek Ramazan ayının sonuna gelmiş bulunmaktayız. Bu yıl koronavirüs pandemisinin etkisiyle gönlümüzce bir Ramazan geçiremedik. Dost ve arkadaşlarımızla, hısım akrabalarımızla bir arada iftarımızı açamadık. Camilerimizde teravih namazlarımızı kılamadık, mukabelelerimizi yapamadık. Umarım “başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden kurtuluş olan” bu ayın bitimi ile koronavirüs belasından da kurtuluruz. Yarın Ramazan Bayramını idrak edeceğiz. Ancak yine buruk bir bayram olacak. Tedbiren Ramazan Bayramını evlerimizde geçireceğiz. Büyüklerimizi ziyaret edemeyecek, küçüklerimize yeterince bayram sevinci yaşatamayacağız. İnşallah, en kısa sürede eski bayramlarımızı kutladığımız gibi yeniden coşkuyla kutlayacağımız bayramlara kavuşma temennisiyle; Tüm İslam âleminin ve halkımızın Ramazan Bayramını Kutlar, herkese Sağlık, mutluluk ve afiyet dilerim. 

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz de koronavirüs pandemisinin etkisinden kurtulmuş değildir. 150 bini aşkın insanımız virüse yakalanırken 4 bini aşkın insanımız da maalesef bu virüsün etkisiyle hayatını kaybetti. Tüm ülkede alınan tedbirlerden dolayı sosyal hayat neredeyse durma noktasına geldi. Sosyal mesafeyi korumak adına ibadethanelerden eğlence merkezlerine kadar tüm sosyal mekânlar kapatılırken hayatın her alanında ciddi kısıtlamalara gidildi. Milletçe aldığımız bu yoğun tedbirlere rağmen hâlâ bu sayılara maalesef yenileri eklenmektedir. Geldiğimiz nokta itibariyle dünyanın pek çok ülkesine göre koronavirüs pandemisine karşı daha başarılı bir performans ortaya koymuş olsak da pandemik virüsün hayatımızın farklı alanlarındaki etkilerini uzun süre atlatamayacağız gibi görünüyor. Çünkü koronaviris sadece sağlığımızı etkilemedi; cenaze merasimlerinden eğlence kültürüne, eğitimden ekonomiye kadar hayatımızın her alanında kalıcı izler bırakmış durumda. Belki de sürecin en ağır faturası da ekonomik alanda gerçekleşti. 

“Hayat eve sığar” sloganıyla evde kalmaya davet ettiğimiz kıt kanaat geçinmek durumunda kalan milyonlarca asgari ücretli işinden olurken, binlerce işyeri de kepenk indirdi. Evine ekmek götüremeyen, faturasını ödeyemeyen milyonlarca insana yeni milyonlar eklendi. Sokaklarımızda hepimiz için utanç vesilesi olması gereken kareler hafızalarımıza kazınmaktadır. Evine ekmek götüremediği için intihar eden, sokaklarda artık yemek alınır diye bağıran kadınlara ve çöpten ekmek toplayan yaşlı, genç, çocuk ve kadınlara sıkça rastlanır oldu. Maalesef milyonlarca aile verilen yardımlarla ancak hayatını idame ettirebilmektedir. Bu zor süreçte millet olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu noktada yardımsever milletimize teşekkür ediyorum. Ancak Avrupa, Amerika ve diğer pek çok devletle iktidarlar pandeminin etkisiyle gelir kaybına uğrayan, işini aşını kaybeden halkının yanında yer alıp ekonomik paketler açıklarken, bizde ise iktidar, zor durumda olan milletimize IBAN numaraları göndermekte ve halktan yardım talep etmektedir. Bu süreçte hükümet ciddi herhangi bir ekonomik paket açıklamamış halkı sadece bol ve boş vaatlerle oyalamıştır. Bununla birlikte iktidar, ihtiyaç sahibi halkın yardım çığlıklarını tamamen görmezden gelmekte ve yapılan hak talepleri ise baskıcı yöntemlerle susturmaktadır. Maalesef sorunlar karşısında acziyet içerisinde olan hükümet sorumluluklarını yerine getirmemekte ve vatandaşı sorunlarıyla baş başa bırakmaktadır.

Vatandaşın yaşadığı ekonomik sorunlara çözüm getiremeyen hükümet, baskıcı ve otoriter yöntemlerle sorunların üstesinden gelebileceğini düşünmektedir. Otoriterleşmiş cumhurbaşkanlığı sistemiyle siyaset itibarsızlaştırılmış, insan hak ve özgürlükleri rafa kaldırılmış, demokrasi zayıflatılmış ve ahlak çürütülmüştür. Devletin temeli olan adalet kurumu siyasallaşmış vaziyette. Tüm bunlar devlet mekanizmasının yara almasına ve toplumsal hayatın olumsuz anlamda etkilenmesine sebep olmaktadır. Sorunların üstesinden gelmek için daha fazla ortak akla, liyakate, emanet ve ehliyete, hukuka, demokrasiye ve özgürlüklere önem vermesi gereken iktidar, tam aksi istikamette hareket ederek tüm farklı sesleri bastırmakta ve adeta kendinden başka herkese düşmanca bir yaklaşım sergilemektedir. Sesini çıkaran herkesi darbecilikle suçlamakta ve bu rakibini alt etmek için hiçbir ahlaki sınır tanımamaktadır. Adalet, eşitlik, özgürlük, iş ve ekmek talep eden, eleştiren, sorgulayan, soru soran herkesin alnına ihanet damgasını vuran iktidar itibar suikastına girişmektedir. Siyasetten sokağa her alanda bir kutuplaşmanın egemen olduğu bu günlerde siyaset yapmanın da oldukça zor bir uğraş olduğu herkesçe görülmektedir.

İşte böyle bir iklimde siyaset sahasına adım atan Gelecek Partisi yeniden özgürlük ve demokrasinin egemen olduğu bir siyasi iklim var etmek için yola çıktı. Gelecek Partisi Türkiye’de işlemeyen devlet yapısını yeniden tanzim etmek için, devletin temeli olan adalet kurumunu yeniden ayağa kaldırmak için, özgürlük kavramının hak ettiği noktaya taşınması için, demokrasinin yaralarının sarılması için, ortak değerlerimiz etrafında toplumsal kucaklaşmayı sağlamak için, ülkenin önemli sorunlarını çözüme kavuşturmak için ve nihayetinde adil ve müreffeh bir Türkiye’yi inşa etmek için yola çıktı. Bu hedef doğrultusunda biz de Gelecek Partisinin Malatya il Teşkilatının kurucu başkanlığına talip olduk.

Pandeminin ve siyasi iklimin yarattığı zorluklara rağmen Gelecek Partisi Kurucu İl Başkanı olarak atanmamızın hemen ardından il teşkilatını kurma çalışmalarına başladık. Partimize büyük bir teveccühün olduğu Malatya’da, karşı karşıya bulunduğumuz zorluklara aldırış etmeden büyük bir özveriyle telefon ve sosyal medya imkânlarını da aktif bir şekilde kullanarak kısa sürede Partimizin il teşkilatını kurduk ve Malatya Valiliğine başvurarak resmileştirdik. Diğer taraftan ilçe teşkilatlarımızla ilgili çalışmalarımız da son hızla devam etmektedir. Bayram sonrasında merkez ilçe teşkilatlarımızı da ilan edeceğiz. Battalgazi ilçemizin kurucu ilçe başkanı olarak Sami Daşkıran ve Yeşilyurt İlçemizin kurucu ilçe başkanı olarak da M. Zafer Doğan olarak kararlaştırılmıştır. Bayram sonrası ilan edeceğimiz merkez ilçe teşkilatlarımızın ardından kısa süre içerisinde diğer ilçelerimizin de teşkilatlarını kuruluşunu ilan etmeyi planlamaktayız. 

Kaybedecek vaktimizin olmadığı bilinciyle çıktığımız bu yolda süratle il ve ilçe teşkilatlarımızı kurarken aynı zamanda bu zor süreçte halkımızın yanında durmaya ve onların ihtiyaçlarını karşılamaya da önem veriyoruz. Bu süreçte zor günler geçiren halkımızın ihtiyaçlarını gidermek için önemli adımlar attık. Halkımızın tıbbi maske ihtiyacını karşılamak için pazarda maske dağıttık ve ihtiyaç sahipleri için hazırladığımız gıda kolilerini sahiplerine ulaştırdık. Bugüne kadar halkımıza hizmetle geçirdiğimiz hayatımızı bundan sonra da aynı şekilde devam ettireceğimizi ve siyaset sahnesinde geleceğimiz olan çocuklarımıza ve gençlerimize adil, müreffeh, özgür ve demokratik bir ülke bırakmak için mücadele edeceğimizi belirtmek istiyorum. 
Teşekkür ederim.

Gelecek Partisi Malatya Kurucu İl Başkanı 
Mehmet Koç