Hocalı'yı Unutmadık, Asla Unutmayacağız...  - ZEKİ DAĞ

Hocalı'yı Unutmadık, Asla Unutmayacağız... 


Bizim millette son zamanlarda moda oldu. Kimisi Ermeni oluyor, Kimisi Yahudi oluyor, Kimisi Musevi…

Kim ne olursa olsun. Beni ilgilendirmiyor da ama arada bir de olsa Türk olun be kardeşim. Bıktım artık şucu bucu olmaktan. Herkes kendisi olsun. Türk milleti olarak çok duygusal bir milletiz. Bunu en az bizim kadar bütün bir dünya biliyor.

Tamam haklısınız. Mazlumun yanında olalım. Ama gerçek mazlumun yanında olalım. Yahudi’nin Hıristiyan’ın Musevi’nin mazlumsa hakkını verelim. Ama biz sadece Türk kardeşlerimizin Müslüman din kardeşlerimizin yanında olalım.

Ermenilerin yalan yanlış tercümeleriyle dil bilmeyen askerlerimizi Fransız işkenceleriyle asit havuzlarında kör ettikleri, öldürttükleri Libya’yı, ne çabuk unuttunuz.

PKK denen şerefsizlerin başında yine Ermeniler, Yine Yahudiler var. Sakın unutmayınız…

Rumların yavru vatan Kıbrıs’ta hunharca öldürdüğü kadınlarımızı, çocuklarımızı ne çabuk unuttunuz….

Türkiye dahil 16 farklı Ülke’de Türk mülki ve diplomatik hedeflere yönelik saldırılar düzenleyen, Ermeni terör örgütü Asala’yı (Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia) ne çabuk unuttunuz….

Yıl 1992 26 şubat yani 20 yıl önce bugün…

Yer Azerbaycan Dağlık Karabağ Bölgesi Hocalı Kasabası…

Ermeniler için çok önemli bir mevki…

O tarih bizim için ise yürek yangını…

…1992 yılı 26 Şubat gecesi bölgedeki Rusya’ya bağlı 366. Alayının da desteğini alarak giriş ve çıkışlarında kapatıldığı Hocalı kasabasında, Azeri resmî kaynaklarına göre, 83’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70'den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 gardaşımız Hakk’ın  Rahmetine kavuşmuştur. Yine 487 kişi ağır yaralanmış olup, 1275 kişi ise esir edilmiştir. Ve yine 150 can gardaşımız ise kayıp olarak tarihe geçmiştir. Rahmeti Rahmana ulaşan gardaşlarımızın birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocukların da bu işkencelere maruz kaldığı tespit edilmiştir…

Eski ASALA eylemcilerinden Monte Melkonyan, Hocalıya yakın bölgede Ermeni askeri birliklere komutanlık yapmış ve katliamdan bir gün sonra Hocalı çevresinde gördüklerini günlüğünde anlatmıştır…

…Bir gece önce akşam 11 civarında, 2.000 Ermeni savaşçısı, Hocalı'nın üç tarafındaki yüksekliklerden ilerleyerek, kasaba sakinlerini doğudaki açılışa doğru sıkıştırmışlar. 26 Şubat sabahına kadar mülteciler Dağlık Karabağ’ın doğu yüksekliklerine ulaşmış ve aşağıdaki Azeri kenti olan Ağdam'a doğru inmeye başlamışlar. Buradaki tepeciklerde yerleşen sivilleri güvenli arazide takip eden Dağlık Karabağ askerleri onlara ulaşmışlar. Mülteci kadın Reise Aslanova İnsan Hakları İzleme Örgütüne verdiği açıklamada "Onlar sürekli ateş ediyorlardı" diye konuşmuştu. Arabo'nun savaşçıları daha sonra uzun zaman kalçalarında taşıdıkları bıçakları kınlarından çıkararak bıçaklamaya başlamışlar...

…Şu anda yalnız kuru çimenden esen rüzgarın sesi ıslık çalıyordu, ve ceset kokusunu uçurması için bu rüzgar henüz erkendi…

…Monte üzerinde kadınların ve çocukların kırılmış kuklalar gibi saçıldığı çimene eğilerek "Disiplin yok" diye fısıldadı. O bu günün önemini anlıyordu: bu gün Sumgayıt Pogromunun dördüncü yıldönümüne yaklaşıyordu. Hocalı stratejik bir amaç olmasından başka aynı zamanda bir öç alma eylemiydi…

Bugünkü Ermenistan Cumhurbaşkanı ve Karabağ'da Ermeni güçlerine kumandanlık yapmış Sarkisyan'ın İngiliz araştırmacısı ve yazarı Thomas De Waal'a söylediklerine göre :

…Hocalıdan önce, Azerbaycanlılar bizim şaka yaptığımızı sanıyordu, Ermenilerin sivil topluma karşı el kaldırmayacaklarını sanıyorlardı. Biz bunu kırmayı başardık. Ve olay işte bu. Ayni zamanda o delikanlıların arasında Bakü'den ve Sumgayıt'tan kaçanlarında olmasını anlamalıyız…

Karabağ hareketi içerisindeki önemli isimlerden Zori Balayan ise ‘Ruhumuzun Canlanması’ adlı kitabında Azerbaycan Türklerine karşı işlenmiş olan soykırım suçundan şöyle bahsediyor:

…Biz arkadaşımız Haçatur'la ele geçirdiğimiz eve girerken askerlerimiz 13 yaşında bir Türk çocuğunu pencereye çivilemişlerdi. Türk çocuğunun bağırış çağırışları çok duyulmasın diye, Haçatur çocuğun annesinin kesilmiş memesini çocuğun ağzına soktu. Daha sonra bu 13 yaşındaki Türk’e onların atalarının bizim çocuklara yaptıklarını yaptım. Başından, sinesinden ve karnından derisini soydum. Saate baktım, Türk çocuğu yedi dakika sonra kan kaybından öldü. İlk mesleğim hekimlik olduğuna göre hümanist idim, bunun için de Türk çocuğuna yaptığım bu işkencelerden dolayı kendimi rahatsız hissetmedim. Ama ruhum halkımın yüzde birinin bile intikamını aldığım için sevinçten gururlanırdı. Haçatur daha sonra ölmüş Türk çocuğunun cesedini parça parça doğradı ve bu Türk’le aynı kökten olan köpeklere attı. Akşam aynı şeyi üç Türk çocuğuna daha yaptık. Ben bir Ermeni vatansever olarak görevimi yerine getirdim. Haçatur da çok terlemişti, ama ben onun gözlerinde ve diğer askerlerimizin gözlerinde intikam ve güçlü hümanizmin mücadelesini gördüm. Ertesi gün biz kiliseye giderek 1915'te ölenlerimiz ve ruhumuzun dün gördüğü kirden temizlenmesi için dua ettik. Ancak biz Hocalı'yı ve vatanımızın bir parçasını işgal eden 30 bin kişilik pislikten temizlemeyi başardık…

Yüzde kaçınız unuttunuz, bilmiyorum. Ama buradan tüm dünyaya Söz veriyorum Ben Asla Unutmayacağım. Benim gibi düşünenler de Unutmayacaktır.

Can Azerbaycan, Kim Seni Unutur, Bilmem Amma, Ben Seni Unutmam. Sen Benim Yürek Yangınımsın…

Ben’de  Her Şerefli ve Onurlu Türk Evladı gibi Türk’üm, Allaha Hamd Olsun Müslüman’ım.

Hayatım Boyunca Türklüğün Haricinde Bir Irk, Müslümanlığın Haricinde Bir Din Tanımadım...Bundan Sonra Tanımam da...

Sözde değil Özde Müslümanlığını yaşayan ve Türk Olmasıyla Onur duyan tüm Karındaşlarıma…

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
01Mar

Öbür Taraf Uzak Değil ki…

22Şub

Farkındayız...

07Şub

Deprem ve Enkazlar

04Şub

Eli Kanlı Katil İsrail

27Oca

Dürüstlük…