Provoke Simsarları - LEYLA DÜZEL

Provoke Simsarları


Şimdi vicdan ve diğer insani duyguları bir kenara bırakıp iki haftadır olan olayları başka bir gözle, mantıkla inceleyelim...

Değerlendirmemi vakaların oluş sırasına göre yapmadım...

Aslında beni ilk düşünmeye sevkeden Ispanak mevzusu oldu...

*

Bir...

FETÖ'cülerin üretim yaptığı bir ıspanak tarlasından bu zehirli ürünlerin PKK'lı aracılar ile Türkiye'nin değişik pazar yerlerine dağıtıldığını düşünüyorum...

Yetkililer “Dulkadın Otu”nun ıspanaklara karıştığını açıkladılar...

Yoğun olarak medyada günlerce bu konu işlendi...

Muhalefet kanadı hükümete yüklendi...

Olan yine çiftçiye oldu, münferit olan olaydan dolayı binlerce ton ıspanak tarlada çürüdü...

Ekonomiye vurulan bir darbe...

*

İki...

İstanbul’da dört kardeş siyanür ile zehirlenmiş halde evlerinde ölü bulundu...

Mahallede ekonomik olarak zor durumda oldukları biliniyor...

Kimseleri yok...

İdeal kurban...

Evlerinde birilerinin misafir olup bu dört kardeşe siyanür içirmediği ne malum...

Medya, günlerce bu kardeşlerin ekonomik sebeple intihar ettiğini işledi...

Muhalefet hükümeti suçladı...

Kimse, intihar etmenin psikolojik bir hastalık sebebinin sonucu olduğunu konuşmadı...

Öyle olsa zenginler niye intihar ediyorlardı...

Dünya’da her 40 saniyede 1 kişi intihar ediyor ve Türkiye'deki oran birçok Avrupa ülkesinin gerisinde...

*

Üç...

Antalya'da bir babanın, (iddia edildiği şekliyle) önce iki çocuğunu ve eşini sonra kendisini siyanürle zehirlediği haberi...

Baba bir mektup bırakmış, intihar eylemini bu mektuba dayandırıyorlar, umarım mektup el yazısıyla şahsın el yazısı birbirine uyuyordur...

Bu babanın da ekonomik durumu çevrede biliniyor...

İstanbul ve Antalya’daki bu iki olayda da kimse CHP’li belediyelerin ve sosyal hizmetlerin suçlu olduğundan söz etmedi...

Öyle ya belediyeler niçin vardı?

Belediyelerin ilk görevi sosyal hizmetler değil miydi?

Muhalefet bilinçli olarak ekonomik sebeple intihar ettiler diye günlerce hükümete yüklendi...

Oysa, psikolojik rahatsızlığı olan kişi ekonomik sebebi bir mazeret kabul eder, o olmazsa başka bir şey bulur, tedavi edilmezse mutlaka intihar eder...

Bu iki olayda da psikopatlık seviyesinde rahatsızlık var...

Bu siyanür vakalarındaki iki şahıs sadece kendi canlarına kıymamış (eğer başka bir şahıs tarafından işlenen bir cinayet değilse) birde aile fertlerini katletmişlerdi...

Adli bir vaka, normal şartlarda cinayet olarak değerlendirilmesi gerekirdi...

*

Dört...

Bir ilkokulda otistik çocuk velilerinin isyanı...

Veliler okuldan çocuklarının kovulduğunu, diğer çocukların velilerinin okulda bu aileleri istemediğini ve bunları kışkırtanın mahallenin muhtarı olduğunu söyledi...

İlaveten okul müdürünün velileri tehdit ettiğini ve bugüne kadar böyle bir problemle karşı karşıya kalmadıklarını, çocuklarına diğer çocukların her zaman iyi davrandıklarını anlattılar...

Tam bir hafta bu konu tam gün medyada yer aldı...

Muhalefet yine hükümetin icraatlarını bu vesileyle sorgulayıp gündemde tuttu...

*

Beş...

Bir öğretmenin, 10 Kasım törenlerinde ilkokul çocuklarını Atatürk resminin önünde secde ettirmesi...

Video sosyal medyaya düştü...

Gerçek bir Atatürkçü bunu asla yapmaz dedim...

Sonra neredeyse 10'u bulan değişik okullarda aynı koreografi ile sözde Atatürk'ü anma töreninde birçok öğretmenin Atatürk'e secde ettirdiği çocukların fotoğrafları gelmeye başladı...

Bu görüntüleri artık resmen bir provokasyon olarak adlandırabilirdim ...

FETÖ’cüler, Püsküllü versiyonunun tezini adeta doğrulamak için Atatürkçü maskesiyle bir tiyatro hazırladılar ve bunu sosyal medya aracılığı ile bir kısım cahil halkımızın beyin altına “Bakın Atatürk’e tapıyor bunlar” diye işlediler...

Cumhurbaşkanı eski konuşmalarında sadece Gazi Mustafa Kemal derdi...

FETÖ zamanında Atatürk adını ağzına almazdı...

Cumhurbaşkanı artık her konuşmasında Atatürk diye hitap ediyor...

Bu birilerini oldukça rahatsız ediyor demek ki...

*

Hepsini alt alta koyduğum zaman yine bir gizli elin Türkiye üzerindeki kirli oyununu gördüm...

FETÖ çok ciddi, profosyonelce hazırlanmış olaylarla Türk halkının sinirleriyle oynayarak psikolojik harp başlatmıştı...

Üstelik ulusal medya ve muhalefeti ardına alarak...

Defalarca belirttiğim gibi hiçbir Avrupa ülkesinde televizyonlarda yer bulmayacak konuları haftalarca gündemden düşürmediler...

Toplum psikolojisini bozacak ne varsa medyada ve muhalefetin ağzında sakız vaziyetinde...

Çözüm odaklı değil, sadece kötülüğün yaygınlaşması amaçlı böyle yayınlar onlarca yıldır medyadan halka pompalanıyor...

*

Bunlara komplo teorisi diyende olabilir...

Spontane olaylar olmasını tercih ederim...

Ama saf olmayalım bence...

Toplumu infiale sürükleyebilecek bu beş olayın üst üste iki haftada olması sizce normal mi?

Tavsiyem, İlkokul müdürleri, öğretmenler ve mahalle muhtarlarını mercek altına alalım ve soruşturalım...

Sonuçta mahallede yaşayanların x-ray'ini yani filmini muhtarlar çekiyor...

Kim zengin, kim fakir, kimin neye ihtiyacı var, kimsesiz mi, vs. ?

Hepsini muhtarlar biliyor..

Siyasi ayak içinde en sinsi FETÖ'ye bilgi akışını bu makamlar sağlıyor...

*

Bunların hepsi halkı ikinci bir kalkışmaya hazırlık için yapılıyor...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a aba altından sopa gösteriliyor...

Sebzede zehirlemenin mesajı bir günde istersek binlercenizi öldürürüz...

Siyanür vakaları ile ekonomisi kötü halkı depresona sokmak ve hükümete desteklerini kesmek...

Okullarda karmaşa yaratmak...

Allah ile Atatürk'ü karşı karşıya getirmek ve Türkler Atatürk'e tapıyor diye radikal İslamcıların (DEAŞ) yardımına zemin hazırlamak...

*

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli son açıklamasında FETÖ’cülerin tekrar bir darbe hazırlığında olduğunu ve buna Türk halkının izin vermeyeceğini belirtmiş:

“Dünya genelinde yeni ve çok vahim bir darbe mekaniği ekonomik eşitsizlik kılıfıyla, toplumsal memnuniyetsizlik kisvesiyle harekete geçirilmiştir.

Türkiye ise çok tehlikeli barbar senaryoların hedef ülkesidir.

Türkiye’den bir Suriye veya Irak çıkaramayanlar, şayet Bolivya’yı Türkiye’ye taşımayı denerlerse bunun bedelini çok ağır ödeyeceklerini bir an olsun akıllarından çıkarmamaları hayatları ve hayırları adına elbette çok yararlı olacaktır.”

*

Bu açıklamayı niye yaptı derseniz, Barış Pınarı Harekatı’nın dış güçlerde yarattığı derin yaranın sonucu kalkışabilecekleri ikinci bir darbe girişimine karşı uyarı/ayar/gözdağı derim...

Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Amerika’da başına bir iş gelirse sizi Türk halkı pişman eder uyarısıdır...

Yaralı hayvan gibi her yerden saldırıyorlar...

Dışarıya ve iç işbirlikçilerine karşı birlik ve beraberlik içinde olmazsak, hain ısıracak bir yerimizi elbet bulur...

Çok geç olmadan...

Muhalefetin tabanı başlarını ikna etsin yada hainin koynunda yatan ile yollarını artık ayırsınlar...

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
22Nis

Türk Mitolojisinde Yılbaşı

30Tem
19Tem

Siyasi Ayak Kim?

10Ağs

Birleşik Hain Güçler (BHG)

18Haz

Amerika'ya Çok Özeniyorlar