Nereye Gideceğimizi Unuttuk! - HAMZA ATLI

Nereye Gideceğimizi Unuttuk!


Tam metroya bineceğim...

Yaşlı bir amca makinenin önünde panik içinde...

Belli ki dolduramıyor kartı.

Arkasında birkaç tane genç birikmiş bağırıyor amcaya!

"Hadi beee... Ne yapıyorsun amca, flört mü ediyorsun makinayla"

Tabi bunu duyunca delirdim.

Asıl siz ne yapıyorsunuz deyip gittim amcaya yardım etmeye...

-Amcam sen ne istiyorsun?

-Kartım yok, dedi.

Doldurduk kartını dedim, al istediğin yere git bununla, hatta sen başvuru yap, bak senin yaşına ücretsiz ulaşım hakkı tanınmış diye de ekledim.

Neyse, ben de doldurdum kendi kartımı metroya geldim. Baktım amca orada bekliyor...

Ne oldu diye sordum.

"Yavrum, dedi sıkılarak.

Adres soracaktım, beni azarlarlar diye soramadım, seni bekledim dedi."

-Olur mu öyle şey amcam, peki nereye gidecektin sen?

Üsküdar, Marmaray dedi.

-Amca Kirazlı'dayız, karşı tarafta o.

Nasıl buraya kadar geldin, uzak...

Kafasını eğdi, dur, iyi dinle, anlatıyorum dedim.

Buradan Yenikapı'ya git, oradan sarı çizgiyi takip et, Marmara'ya bin, oradan iki durak sonra Üsküdar Marmaray'dasın amca dedim.

Baktım amca mahzun mahzun bakıyor bana... Belli ki anlamamış durumu...

Tamam, amca gel gidiyoruz deyip atladım amcayla metroya...

Gidiyoruz Üsküdara...

 Yolumuz var da var.

Muhabbet olsun diye “amca sen nerelisin” diye sorunca, Malatya dedi.

Var mı kayısı bahçesi filan dedim.

 -Yavrum ben emekli ağır ceza hakimiyim deyince çok şaşırdım...

Vayy bee, dedim içimden.

Onlarca kişiye müebbet dağıt, kırk yıl, elli yıl hapis ver, sonra gel metroda kartı şaşır...

Be heeey insanoğlu...

Sonra, amca dedim Malatya'dan İstanbul'a ne ile geldin?

Uçakla mı otobüsle mi?

Amca dedi ki, hatırlamıyorum...

Dedim, amca valizler nerede?

Üç yaşındaki çocuk gibi yüzüme baktı.

O da aynı soruyu tekrarlayarak, "nerede sahi" dedi...

O an anladım ki amca demans hastası...

Yani kabaca, kişisel tarihini unutmak, kendi geçmişini silmekle ilgili bir hastalık durumu...

Amca nereye, kime gidiyorsun, dedim,

"OĞLUM BENİ, ÜSKÜDAR MARMARAY’DA BEKLİYOR" dedi.

Neyse, telefonun nerede dedim.

Nerede diyerek tekrar yankılandı sesim!

Baktım iş sıkıntı...

Neyse, indik Üsküdar Marmara'ya. Oturduk,  bekliyoruz. Gelen giden yok...

Dedim ki amca kimliğini ver.

Verdi...

Baktım, adına soyadına...

Sonra bir tanıdığı aradım. Böyle böyle biri var kimdir, nedir? Bir yakını vs. bir numara bulur musun? 

Sağolsun yardımcı oldu.

Harbiden Malatyalı'ymış, kızının numarası geldi, aradım...

Gece gece rahatsız ettim ama...

Daha lafımı bitirmeden Üsküdar Marmaray'da mısınız, demesin mi?

Evet dedim, şaşırdım da tabi.

Dedi ki size eniştenin numarasını vereceğim onu arayın...

Aldım numarayı aradım enişte beyi...

Yine aynı edebi üslupla, gece gece rahatsız ediyorum ama...

O da hemen Üsküdar Marmaray'da mısınız dedi, evet dedim.

Ne hikmetse herkes yerimizi biliyor diye düşünürken, enişte geldi.

Gelir gelmez sarıldı bana...

Ben de başladım azarlamaya...

Demans hastası bu adam, niye tek başına salıyorsunuz dışarı?

Üç yaşında birini dışarı salmakla aynı şey!

Enişte;

-Abi demans hastası, evet, geçmişindeki hiçbir şeyi hatırlamıyor, doğru.

Bir oğlu vardı onun...

Üç yıl önce şehit oldu!

Ve oğluyla son telefon görüşmesinde "BABA ÜSKÜDAR MARMARAY'DA SENİ BEKLİYORUM" demişti...

Her şeyi unuttu, onu unutmuyor...

Arada bir evden kaçıp buraya geliyor!

Derken...

Dizlerimin bağı çözüldü tabi.

Gözlerimde damla damla yaşlar birikti...

Kalakaldım öylece...

Neyse, onlar gitti ama kafamda cümleler dolaşıyor, düşünceler uçuşuyordu!

Belki dedim, oğlu gerçekten de oraya geliyor ama biz göremiyoruz.

Konu üzerinde daha sonra düşündüm.

Demans hastalığı bizim de hastalığımız, toplum olarak geçmişimizi unuttuk sağa sola savruluyoruz!

Nereye gittiğimizi bilmeden hayata devam ediyoruz.

Kim olduğumuzu unuttuk...

Nereye gideceğimizi unuttuk...

Ne için yaratıldığımızı unuttuk be abi...

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
29Mar

SOYLU BİR ÖFKE!

21Mar

Muhtarlıklar Önemli mi?

18Mar

Çok Yaşa Tayyip Baba!

13Mar

Oy Moy Yok!

07Mar

Seçim Analizi!