Vefa’yı arıyorum… - İSMAİL HAKKI DALAK

Vefa’yı arıyorum…


Her geçen gün unutuyoruz. Hiç farkında olmadan, umursamadan. Arkadaşlıkları, akrabalıkları, dostlukları ve kardeşlikleri. Bazen ahde vefayı. Bazen verilen nasihatleri. Cumaları, kandilleri ve bayramları. Büyükleri, küçükleri, sılada olan gurbeti, gurbettekiler sılayı. Ve birde yapılan iyilikleri. Maalesef hep unutuyoruz.

Tabi ki unutmadıklarımızda var. Aklıma ilk önce menfaat geldi, nedense. Sonra işimiz düştüğünde aradıklarımız var. Görevde yükselmek ve zenginleşmek için peşinde koştuklarımız var. Bir yerlere gelebilmek için kullandıklarımız. Dalga geçtiklerimiz var. O’ mu, boş ver dediklerimiz var. Söz verip geçtiklerimiz var. Hatta yüzüne güldüklerimiz, affedersiniz, enayi yerine koyduklarımız bile var. E, daha ne diyelim ki var oğlu var. Kinimiz var, nefretimiz var, üstünden yıllar geçse de asla unutamadığımız.

Az kalsın unutuyordum ki birde tükettiklerimiz var. Ömür gibi. Aşk gibi. Sevda gibi. Bize duyulan güven gibi. İnsan olarak çok vefasız, toplum olarak çok vurdumduymaz olmuşuz da inanın haberimiz yok.

Anıtkabirde Gazi Mustafa Kemal’imiz var. Çanakkale’de kefensiz yatan 250.000 Şehidimiz var. Erzurum’da Nene Hatun’umuz var. Maraş’ta Sütçü İmam’ımız var. İsimsiz yatan milyonlarca kahramanımız var. Dalgalanan bayrağımız, bölünmez Vatanımız, Minarelerde okunan Ezanımız var. Ne Mutlu Türküm diye haykıran milyonlarımız var.

Birde başımızı önümüze eğdiğimiz olaylar var. Tecavüze tacize uğrayan hatta öldürülen kadınlarımız, çocuklarımız var. Özellikle eski eş tarafından hayatları elinden alınanlar var. Bu caniler için Sayın Cumhurbaşkanımızın, “Ben imzalarım” dediği ama her nedense TBMM’den bir türlü çıkmayan idam beklentimiz var. Benim anlayamadığım çok şey var.

Güzel yurdumuzun etrafını saran kuduz köpekler var. Bunların maşası olan teröristler var. Maalesef teröre destek veren şerefsizler de var. Gavurun ekmeğini yiyen gavurun kılıcını sallar, diye boşuna söylememiş ya, Atalarımız.

Çocukların güldüğü, kadınların özgürce yaşadığı, kimsenin aç yatmadığı, kimsenin ötekileştirilmediği, savaşların olmadığı bir dünya hayal ediyorum. Yalan dünya, kahrolsun hayat diyeceğimize, hepimizi kendimize gelmeye davet ediyorum. Yapmamız gereken önce kendimize, sonra çevremizdekilere ve elbette yaşadığımız dünyaya biraz saygı. Biz kendimizi düzeltelim, dünya zaten düzelir.

Kim bilir? Belki o zaman kaybettiğimiz Vefa’yı bile bulabiliriz, ne dersiniz?

Selam, Saygı ve En Kalbi Dualarımla…

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
29Şub

Ramazan...

26Oca

DEVLET Dersi...

06Kas

Adam Gibi Adam Celal Adan…

26Ekm

Ortadoğu’da Soykırım…

22Eyl

Bize Neler Oluyor…