Geçen birkaç dostumuzla birlikte emekli bir ağabeyimize geçirmiş olduğu bir rahatsızlıktan dolayı geçmiş olsun ziyaretinde bulunduk. Öncelikle söyleyeyim ziyaretinde bulunduğumuz ağabeyimiz, Ağrı Tutaklı olup Türk İslam davasında ömrünü törpülemiş bir dava adamıdır. Allah sevdikleriyle birlikte sağlıklı uzun ömürler versin inşallah.
Eski günleri yâd ederek başladığımız sohbet koyulaştıkça koyulaştı ve günümüze kadar geldi. Ülkemizin geçtiği zor günlerden, Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlardan, ittifaklardan, derken günümüz gençliğine kadar geldi. Ziyaretinde bulunduğumuz ağabeyimiz özellikle belirtmek isterim ki çok hoş sohbet birisidir. Oturduğu muhitte apart ve yurtlar çok olduğundan ve tabi kendisinin de emekli olması nedeniyle zamanı bol. Yine vakit namazı için camiye gitmek üzere evden çıktığında sarmaş dolaş bir üniversiteli gurupla karşılaşıyor. Diyor, “Yavrum bu ne hal! Böyle sarmaş dolaş haliniz ne, nerede kalıyorsunuz, nereye gidiyorsunuz” gençlerde cevap hazır, “Amca üniversiteye gidiyoruz, aynı evde beraber kalıyoruz” deyince bizim amca da şalterler atıyor ve tekrar soruyor, “peki ya günah değil mi” gençler çok rahat bir şekilde, “ niye günah olsun ki amca, bizim üniversite nikâhımız var”…
Anlatmaya devam ediyor ağabeyimiz, “Gardaşım resmi nikâhı, imam nikâhını biliyoruz. Daha birkaç nikâh duyduk ta üniversite nikâhını da yeni duyduk” diyor. Şaşkınlığı anlatırken yüz ifadesine de yansıyor. Aradan kaç gün geçti, bilmiyorum. Ama halen şaşkınlığı ilk günkü heyecanını yansıtmakta. Ağabeyimize teşekkür ediyorum. Allah razı olsun bizleri uyardı, bizde buradan kaç kişiye ulaşırız bilmiyorum ama ne kadar çok aileye ulaşırsam artık.
Buradan çocukları üniversitelerde okuyan ailelere seslenmek istiyorum. Aman dikkat! Ağabeyimizin anlattığı çocuklar bizim çocuklarımızda olabilir. Çocuk yetiştirmek kadar takip etmekte çok önemli. Siz çocuğunuza sonsuz güvenebilirsiniz, peki ya karşısındakine? Farklı bir şehirde okuyor olabilir. Arayın sorun hatta çat kapı gelin ziyaretine. Elbette “ben çocuğuma güvenirim, benim çocuğum bambaşka” diyebilirsiniz, peki ya çevresine ne kadar güvenebilirsiniz?
Değerli dostlar, sevgili aileler, zor günlerden zor zamanlardan geçiyoruz. Her zaman konuşulan dış güçler artık zaman mekân tanımıyor. Satın alınacak ne varsa alıyorlar. Enjekte edilecek ne varsa da enjekte ediyorlar. Kuduz it misali salyalarını akıp geziyorlar. Ahlak yönünden çökmüş televizyon dizileriyle aileleri, uyuşturucu ile gençlerimizi, eli kanlı terör örgütleriyle askerlerimizi vuruyorlar. Birliğe beraberliğe sahip çıkalım. Ötekileştirmeden birbirimizle kucaklaşalım. Bugünlerde bir olmaya her zamankinden çok ihtiyacımız var.
Bilge lider Aliya Izzetbegoviç, “Allah, hayvanlardan farklı olarak bizi dik yürür şekilde yarattı. Çoğu insan bu imtiyazı kullanmaz, hayatlarının çoğunda eğilirler, hatta sürünürler. İnsan böyle mi yapmalı? Allah’ın bu büyük nimetini, dik yürümeyi, reddetmek nankörlük değil mi?” diyor. Yüce Türk milleti asildir, asla eğilmez, menfaat uğruna diz çökmez, Allah’ın nimeti karşısında asla nankörlük etmez. Yaratıldığı üzere dosdoğru ve dimdik yaşam sürer. Yüce Türk Milleti asildir, asla yanlış yollara sapmaz. Böyle bir millet sadece imam nikâhı ve resmi nikâhını yapar. Mutlu ve mesut bir yaşamı sevdikleriyle birlikte geçirir.
Değerli dostlar, sevgili aileler; AMAN DİKKAT!
Selam, Saygı ve En Kalbi Dualarımla…
