En Zor Ramazan... - İSMAİL HAKKI DALAK

En Zor Ramazan...


En Zor Ramazan…

Öncelikle Türk İslam dünyasının Ramazan ayını canı gönülden kutlarım. Aileniz ve sevdiklerinizle birlikte neşe dolu iftarlar ve sahurlar geçirmenizi Yüce Allah’tan en kalbi dualarımla niyaz ederim.

Ramazan gelince hemen eskilerden bahsedilir. O güzel günler özlemle yad edilir. Geçmiş insanlar rahmetle anılır. O günlerden bu günlere kıyas yapılarak geçmişe özlemden ve geçmişte yaşayan insanların güzelliğinden hayata dem vurulur. Ah ah…

Ben size eski ramazanları anlatmayacağım. Eski sahurları, iftarları, dostluğu, kardeşliği, samimiyeti sıcaklığı da anlatmayacağım. Bayramlarda hasretle geçen bir koca yılın ardından memlekete yapılan sılayı rahimlerden ise hiç bahsetmeyeceğim. Sokaklara kurulan mütevazi iftar ve sahur sofralarına asla değinmeyeceğim. Sahurda davul zurna eşliğinde çekilen halaylara ise hiç değinmeyeceğim. Kendinden olmayana selam bile verilmeyen bugünlerde dünü anlatmamım o güzelim günleri kadirşinas insanları anlatmamım sanırım anlamı yok. Anlatsam da hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Ah ah…

Günümüzde bu anlatmadıklarımı yaşayan insanlar ve yöreler elbette var. Onlara selam ve saygılarımı göndererek “iyi ki varsınız” diyorum. O anlatmayacağım eski ramazanların en sevinenleri çocuklar olurdu. Şimdiki çocukların biz büyüklerden alacağı var, haberiniz olsun. Neden mi? Yaşadığımız o güzel günleri yaşatamadığımız için. Toplum olarak birbirimizden uzaklaştığımız için. Gerçekte yaşanan dostlukları arkadaşlıkları tam anlamıyla anlatamadığımız için. Anlatmak dediysem sözle değil, yaşatmakla anlatmalıyız. “Biz mi?” dediğinizi duyar gibiyim. “Çok haklısınız ne diyeyim ki, biz mi?” Ah ah…

Ramazan öncesinde sizlerin olduğu gibi bende ihtiyaç listesini elime alarak pazara ve markete gittim. Ben pazarı bu kadar boş görmedim. Kimse yoktu desem yeridir. Hatta pazarcıların bile bir kısmı gelmemişti. Hele fiyatlar, benim gibi gelenleri de kovalıyordu adeta. Zaruri ihtiyaçlarımızı karşılayarak pazardan ayrıldım. Fiyat artışlarından dolayı pazarcı aracıyı, aracı üreticiyi, üretici tohumcuyu suçlayıp duruyor. Bence asıl suçlu tüketici. O olmasa var ya bütün dertler bitecek. Pahalılık falan kalmayacak. Ah ah…

Biz kendimizi kaybettik. Rahat yaşayalım derken tüketen bir toplum olduk. Tüketen derken sadece gıda tüketimiz değil, dostlukları arkadaşlıkları samimiyetleri tükettik. O yüzden biz daha çoook zor ramazanlar yaşarız. Ah ah…

Yüce Rabbimize sonsuz hamd ve senalar olsun. O bize merhametiyle muamele etsin. Biz özümüze geçmişimize dönersek ancak o zaman zorluklar kolaylaşır. Yüce Rabbimiz İnşirah suresinin mealinde her zorluğun bir kolaylığı olduğunu bildiriyor. Öyleyse. Ah ah...

Kolaylık samimiyette, kolaylık birbirini ötekileştirmeden sevmekte, kolaylık kucaklaşmakta, kolaylık nefret dilini ortadan kaldırarak kucaklaşmakta saklıdır. Cumhur olarak tüm siyasilere sesleniyorum; Sayın Siyasiler, ne yaparsanız yapın sakın insanları ayrıştırmayın. Bizim ayrıştırılmaya değil kolaylıklara ihtiyacımız var.

Tüm zorlukların bittiği, herkesin birbiriyle kucaklaştığı huzur ve mutluluk dolu nice ramazanlar dileğiyle…

Selam ve Saygılar sunarım.

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
25Mar

Muhsin Başkan…

29Şub

Ramazan...

26Oca

DEVLET Dersi...

06Kas

Adam Gibi Adam Celal Adan…

26Ekm

Ortadoğu’da Soykırım…