Hüzün Mevsimidir Sonbahar - FERAH USLU

Hüzün Mevsimidir Sonbahar


Sonbahar yazla kış arasında kalan ve mevsimler arasında  köprü vazifesini üstlenmiştir.Mevsimlerin en kişiliklisi ,kafaların karıştığı ama kendinden ödün vermeyendir.Sanki  yüreklerimiz de  sonbahar gibi  kışa hazırlık yapıyor.

Evet bir Sonbahar, daha geldi kış ayının yaklaştığının habercisi , eğlencenin geride kaldığı doğanın kendi kabuğuna  çekildiği  kışa hazırlıkların yapılması için uyarıyor bizleri.Sonbahar hüzünlüdür çünkü  en çok sevdiğimiz şeylerin geride kaldığının habercisidir.  Hüzün, sevgi, ayrılık,güz, hazan , aşkın hüznünün,sarının, kızılın, kahve renginin, gazal  mevsimidir.Bir çok duyguyu içinde barındıran ve bu hislerin birbirine karıştığı  mevsimdir.

Etrafımıza baktığımızda doğada, insanlarda  bir çok değişimler yaşandığını, tuhaf  haller  var oluyor Sonbaharda,Hepimiz aynı düşünceler içinde oluyoruz  bu güzellikleri yaşadık mı yoksa yaşamadık mı acaba? Belki de hiç yaşamadık hep erteliyoruz hayatı.Sanki uçsuz bucaksız çölün orta yerinde kalmış hiçbir yere gitmeden yerinde sayıyoruz   anlamsızca .Bize yaşımızın ilerlediğini hatırlatıyor .Kaybettiklerimizi, yaptıklarımızı, yapamadıklarımızı yahut ta  yapıpta tekrar  yapamadıklarımızı, unuttuklarımızı , unutamadıklarımızı anımsatıyor.

Sonbahar hüzündür  ve sonbahar yapraklarında saklıdır gizemliliği .Sararan yaprakların hışırtılarını rüzgarın esintisiyle  çıkan melodiyi duyarız. Sonbahar ayrılıkların en çok yaşandığı mevsimdir. Her insan yaşadığı sürece mutlaka Eylül  ayının tokatını yemiştir .Umutsuzlukla birlikte yüreğimizde hissettiğimiz ayrılığı,  kırık kalp acısını derinden  Yada çok sevdiğimiz kişilerin bu dünyadan  vadelerini tamamlayarak aramızdan ayrıldıklarının acısını içimizde yaşarız.Kederin, endişenin, sonbaharın tüm olumsuzluklarını  yağmur sularına    bırakarak yoluna devam etmektir, rahatlamaktır gerçekte.Dökülen yapraklara , hüzüne  ve  gökyüzünün griliğine  rağmen güzellikler saklıdır  sonbaharda. Tıpkı Cemal Süreyya’nın, şiirinde  kaleme alındığı  gibi.

EYLÜL’DE

Dalından kopan yaprakların

Sararan yanlarına yazdım adını

Sahte gülüşten ibarettin oysa

Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu.

Eylül’dü .

Di’li geçmiş  bir zamandı yaşadığımız

Adımlarımızın kısalığı bundandı

Bundandı gözlerimin durgunluğu.

Sarı  sıcak cümlelerde sözün  kadar yalan,

Ellerin kadar ıssız,

Sen kadar zamansız molalar veriyordum

Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz.

Eylül’dü.

İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin

Şimdi yoktu bir anlamı suskunluğun

Çırılçıplak kalakaldım sensizliğin orta yerinde

Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman

En çok sesini aradım

Gözlerin se  asılı bıraktığın yerdeydiler hala.

Gözlerini sildi zaman…

Dedim ya…Eylül’dü.

Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin.

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
29Kas

Ne Ekerseniz Onu Biçersiniz

05Ekm
17Eyl

Emek Vermeden Hazıra Konmak Olmaz

20Ağs
30Tem

Kendi Kendimizin Doktoru Olmuşuz