Cesur olmak ne kadar güçlü bir kelime. Taş gibi sert, su kadar da masum, sade ve duru. Hem atak, hem de güçlü ve tutarlı. İçini durmadan kemiren korkulara, karşısına çıkan her acıya dayanabilen, aniden çıkabilecek tehdide karşı başa çıkan güçlülüğü ifade eder.
Gerçek yaşamda, cesur insanlar korkusuz değil ancak korkularıyla yüzleşen ve başa çıkandır. Geçmiş tarihimize dönüp baktığımızda birçok yaşanmış cesurca olaylar vardır. Kurtuluş Savaşımız, tam güçlülük örneği. Güçlü devletlere karşı verdiğimiz cesurca mücadele dünya tarihinde iz bırakmıştır. Düşünecek olursak güçlü silahlara ve imkânlara sahip dünya devletine karşı meydan okuduk inancımız ve maneviyatımızla.
Teknolojinin geliştiği her şeye sahip olduğumuz şu günlerde cesaret duygusu azaldı mı yoksa biraz uzaklaştık mı acaba?
Atalarımız cesaret kavramını altın harflerle tarihe yazdırmışken, cesaret insana ait duygu mu?
Ya da düşüncelerini rahatça ailesine, başka birilerine soru soramaz mı?
Cesaretimizde unutmayacağımız kavram olan mantığı da unutmamalı ona göre hareket etmeliyiz. O halde mantığını kullanarak karşısına çıkan tüm korkuları ve zorlukları aşan kişiler cesurdur. Cesur olmak başarıya ulaşmada en büyük etkendir. Bir işe adım attığımızda bu spor olabilir, iş olabilir, yazarlık olabilir hiç fark etmez başarılı olmak için önce inancımız ve inanarak emin adımlarla sahip olduğumuz cesaretimizle ilerleriz.
Cesur insan yeni işe başlarken olumsuzlukları önünde set olarak görmez. Çünkü biliyor ki olumsuzlukların üstesinden gelecektir. Gözü karadır tek hedefi olan işine odaklanır. Cesareti olmayan insanların başarıya ulaşması biraz zordur. Başarmak için gayret göstermez ve engellere karşı mücadeleyi yarı yolda bırakırlar. Cesur insanlar her zorluğa karşı mücadele ederek, korkusuzca yenileceğini ve kaybedeceğini bilse de korkularının üzerine giderek sonuca kavuşur ve başarıyı yakalarlar.
Elbette hepimizin korktuğu bir şeyler vardır. Pes ederek kenara çekilmek olmaz, sebep her ne olursa olsun araştırarak, uzlaşarak sonuçlandırmak gerek. Korkak, çekingen, pısırık olmamalı. Ne kadar inançlı isek o kadar başarılı cesur oluruz.
Cesur olmayı icat ve deneyimlerle bağlamış bir kafa yapısı ile savaşacağımızı fark ettiğimiz gün geldi bile. Çocuklarımızın bize önder olacağı hayat yolculuğunda bizlerin onlardan öğreneceği çok şeyler var. Çocuklarımız sorgulayan ve cevabını alana kadar pes etmeyen varlıklarımız. Soru sormaktan çekinmeyen çocuklar yetiştirelim ki ilerde yapacağı her işte cesurca hareket ederek başarıya ulaşsınlar.
Bizler kendimize ne kadar güvenirsek, ne kadar inanırsak, istekli olursak ve ilk adımı atarsak başarıya o kadar yakın oluruz. Zaman su gibi akıp gidiyor korkmayalım, korkularımızı yenelim zamanımız varken hayata geçirelim yarının ne olacağı bilinmez. Kararlı şekilde adım adım ilerleyelim ve isteklerimizi, duygularımızı, düşüncelerimizi ertelemeyelim yarın geç olabilir.
‘’İlk özür dileyen cesurdur, ilk affeden en güçlüdür, ilk unutan en mutlu…’’ OSHO
