Çağımızın Hastalığı Yalan - FERAH USLU

Çağımızın Hastalığı Yalan


Dünyada  var oluşumuzdan   itibaren yaşamımızı devam ettirdiğimiz  sürece çok sayıda insan tanırız ve tanışırız. Her insanda ayrı yüzler görür ve her insandan ayrı sözler duyarız. Söylenen her şeye  , her söze inanarak karşımızdakine güvenmek isteriz doğal olarak. Ancak bu her zaman böyle  devam etmiyor.Bazen duyduğumuz  bilgiler, sözler  , bazen de bildiğimiz doğrularda bizi yanıltabilir.

Çok sevdiğimiz, değer verdiğimiz  ve  güven duyduğumuz en yakınlarımız, arkadaşlarımız, sevgililerimiz bile bize  gözünün içine baka baka yalan söyleyebiliyor. O zaman düşünmeye başlıyoruz acaba neden ve neden gerek duydu diye.

Ya stres altında  olduğu için ya da karşımızdakini kırmamak, incitmemek için yalana baş vururuz. Birilerini aldatmak amacı ile söylenen sözlerdir. Günlük yaşamımızın bir parçası olan yalan  bir ilişkinin  sağlıklı yürümesi için  gerekli ve zararsız görünen  diğer taraftan da  adaletin yerine getirilmesi için  engelleyen bir durum olarak ortaya çıkar.

Yalan toplumda  ayıp ve günah olarak bilinir. Her türlü ilişkilere kadar uzanan  geniş bir alanı kapsar ve bozucu niteliktedir. Doğru ve gerçeğe  uymayan sözlerdir. Bir sözün doğru yada doğru olmadığına araştırılarak zaman içinde  karar verilir.Kişiler birbirine  yalan söyleyerek  aldattığını bilmesi gerekir. Söyleyen  karşısındakini  bilinçli olarak yanlış bilgi  vermesi  söyleyen kişide yalan söylediğinin farkına varmamasıdır.

Yalan söylemek için mutlaka  konuşmak gerekmez. Kasten sakladığı için yalan söylemiş oluyor.Kişinin kendisi kandırma konusunda  başarılı veya başarısız   çaba sarf etmesidir.Kaynağının doğru  olup olmadığına inanmış ancak karşı tarafa  tersini aktarması gibi.

Yalan söyleyenler söyledikleri yalanların ayrıntısını iler ki zamanlarda karşısına çıkabileceğini düşünmelidir. Duymuş oldukları pişmanlıklardan dolayı abartarak söylemektedir. Bazen de beyaz yalanlara  baş vuranlar vardır bunlar zarasız görünse de yalan yalandır.

Yalan söyleyenler  suçluluk duymazlar, kendine güveni sonsuzdur, yalanı söylerken asla zorlanmazlar, zihinsel olarak güçlü görünürler senaryonu çok iyi hazırlarlar, yalanının ortaya çıkmaması için  hafızasında çok iyi tutarlar ve her zaman hatırlarlar.

Yıllardan beri süre gelen  ve  en çok başvurulan yoldur. İhtiyaç duyulduğunda yalan söylemekten kaçınmazlar. Yalanın  azı, beyazı olmaz. Hiç kimse ben yalan söylemem demesin .Hepimiz yaşamımız süresince  bazı durumlarda yalana başvurmuşuzdur. Öyle yalanlar vardır ki gerektiğinde insanın içini acıtır, derin yaralar açar ne söyleyene , ne de söyletene faydası vardır. Yalan önüne geçilmez bir yaşam biçimi olmuş.

Daha zeki olmak, insanları kandırmak, nereye kadar? Nihayetin de  gün gelir zaman içinde su yüzeyine çıkar. Sonunda hüsran, güven kaybı ve dürüstlüğün kaybolmasıdır. Buradaki amaç anı kurtarmak , insanlara bir an için rahatlık sağlar  sonunu devam ettirmek için yalan üzerine yalan söylemek zorunda kalacaktır.

Yalanı sevmek, yalancıdan nefret etmek  bizi asla korumaz. Yalan yaşam biçimiz olmuşsa  her an karşımıza çıkacaktır. Bu nedenle  sorunun neden kaynaklandığını araştırarak önlem alabilir  ve hatta bu hastalıktan kurtulmak için psikologlara başvurarak yardım almalıyız. Yalanın olmadığı bir ortamda yaşamak dileğimle.

YALAN SÖYLEYİP YÜCELMEKTENSE ,DOĞRUYU SÖYLEYİP ALÇALMAYI TERCİH EDERİM. ( HZ. ÖMER )

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
29Kas

Ne Ekerseniz Onu Biçersiniz

05Ekm
17Eyl

Emek Vermeden Hazıra Konmak Olmaz

20Ağs
30Tem

Kendi Kendimizin Doktoru Olmuşuz