Bu toplu iftar yemeğini veren bazı kurum ve kuruluşlar, Acaba bu iftar yemeğinin parasını cebinden mi karşılıyor yoksa o kurumun kasasında mı veriyor. İşte hesap günü vay halinize vay. Hele hele o hesap günü gelince vay halinize vay…
En çok üzüldüğüm konu şu verilen toplu ve iftar yemekleridir. Ben bir Malatyalı ve bir Türk vatandaşı olarak bu ortamları görünce üzülüyorum. Bakıyorum bir yerde toplantı veya bir program veya açılış var on tane basın kardeşlerimi görürüm. Âmâ bir bakıyorum bir Belediye başkanı veya başka bir kurum iftar yemeği ve başka bir yemek verdiğinde Üçyüzelli basın mensuplu kardeşlerim oluyor buda bizleri derinden üzmektedir. Derim ki bu kadar basın mensubumu var Malatya’da. Vay be…
Yetkililer tarafından yemek veren o kurumun yetkilisi yemekten sonra bir toplu fotoğraf çekmek istiyorlar bakıyorum fotoğraf karesinde yirmi veya otuz kişi var. Peki, bu yemeğe gelen bu insanlar veya şahıslar kim ve kimlerdir hala anlamış değilim. Bence Malatya basınına yazık ediyorlar. Yemek veren yetkililerimiz bu konuda biraz daha dikkatli olmalıdır ve basın diye buraya gelenleri basın çalışanı diye rencide edilmesini asla kabul etmiyorum. Sayın yetkililer bu konular hassas konulardır. Yemek veren kurumlar Malatya’da kaç basın derneği var ve yine kaç basın çalışanı var bunları zaten biliyorlar. Yetkililer hepsini tanımayabilir ama o kurumların basınla uğraşan ve müdürlük yapan ve yine basındaki yetkililer bilmelidir ve bu basında kim ve kimler var hepsinide tanırlar.
Bu kurumların basındaki yetkilileri biraz dikkatli olmalıdır. Basınla uğraşanların telefonlarını ve maillerini biliyorlar, ona göre davet edeceksin. Eğer o kurum basında yetkili olan bu arkadaşlar Malatya’da ki basın mensuplu kardeşlerimizi tanımıyorlarsa o görevde durmayacaksınız, bir an önce o görevde ayrılmalısınız diyorum.
Zaman zaman bakıyoruz bazı programlar yapılıyor ne hikmetse bu programı yapan kurumlar basın arasında ayrımcılık yapıyorlar. Neden ve niçin hala anlamış değilim. Geçenlerde İstanbul’da bir film festivalinin tanıtımı var ve bakıyoruz bu programı düzenleyen yetkililer, basın arasında ayrımcılık yaparak bazı basın mensuplu kardeşlerimiz bu programa götürmek üzere uçak biletlerini alarak İstanbul’a götürüp getiriyorlar, o zaman ben derim ki sen adil ve dürüst bir kurum değilsin.
Bu program kimler tarafından düzenlendiyse, bu programa kim ve kimleri götürdüyseniz çıkınız bu konuyu Malatya kamuoyuna açıklayınız. Bu program için neden basın arasında ayrımcılık yaptınız. Sizler İstanbul’a bu halkın parasıyla kimleri götürdünüz, bu programa gidenlerde boy boy poz veriyorlar neymiş bizler filim festivali için İstanbul’dayız. Ne diyelim hayırlı olsun derim. Peki, Malatyalı ne diyor…
Hani derler ki doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Ne hikmetse dürüst insanlar her konuda kendisini halk içinde saygı gösterilen kişiler zaten böyle ortamlarda olmazlar. Zaten sen dürüst olduğun için seni hiçbir yere götürmezler ve haberdar etmezler. Hele sende onların yaptığını yap ki o zaman onları göresin. Zaman zaman bakıyoruz bazı yerlerde ve bazı ortamlarda yapılan eleştiriler ve yazılara bakıyoruz bu insanlar yine bunlara iyi geliyor. Şu zamanda kim eleştiri ve tepki gösteriyorsa ne hikmetse hep onlar ön plandadırlar. Bizler olmazdık ve midemiz kabul etmez ve edemez.
Sen basına iftar yemeği vereceksin birde bakıyorsun hiç tanımadığımız insanlarla orası taşıp dolup geçiyor. Sayın yetkili sen bir iftar yemeğini basına mı veriyorsun yoksa basını kullanıp başkalarını da bu yemeğe mi davet ediyorsunuz? Ya çağırmayacaksın yâda gelene göz yumacaksın. Sizler kimseyi rencide etmezsiniz. Eğer sen o kurumun basın sorumlusu ve yetkilisiysen kapıda durursunuz basın olup olmayanı tanırsınız ve ona göre kararınızı verip içeriye alırsınız. Basınla alakası olmayanlara bakıyoruz bir haber sitesi açmışlar ve belediyelere gidiyorlar bu benim mailim bana belediye haberlerini yolla.
Haydi, Gelde Burdan Yak.
Peki, belediye yetkilisi acaba ne diyor. Belediye yetkilisi hemen orada bir arkadaş çağırıyor şu gelen arkadaşın mailini alınız haberleri yollayınız. Peki, bu kurumun basın yetkilisi sen o gelen arkadaşa sordun mu sen hangi derneğin üyesisin ve senin gazeteciliğin nerden geliyor. İşte derim ki vay be…
Sizler acaba nasıl hesap vereceksiniz, Vay dünya vay, Vay sizin halinize vay…
